5 Ağustos 2019’da, Antalya Gündoğmuş’taki bir dikey mağaranın araştırılması sırasında iki mağaracı, girişten yaklaşık 70 metre aşağıda karşılaştıkları bir ayının saldırısına uğradı. Bir mağaracı, bacağına aldığı pençe darbesi sonucu hafif yaralandı, diğer iki mağaracı olaydan yara almadan kurtuldu. Olay mağara veritabanına anonim olarak bildirildi, burada yayınlamadan önce yazarına ulaşıp izin aldık.
“İçeride ayı yok mu?”, mağaracılara en sık sorulan arasındadır. Ancak 50 yıllık mağara araştırma tarihinde sadece bir kez yatay bir mağarada ayı ile karşılaşılmıştı. Bu olay, özellikle ayıların tercih edeceği düşünülen yatay mağaralardan birinde değil de dikey bir mağarada olması sebebiyle özellikle şaşırtıcı ve ürkütücü.
Olayı, içeride bulunan mağaracılardan birinin ağzından olduğu gibi aktarıyoruz:
1. ve 2. sırada Fransız mağaracılar, arkalarından da ben ilerliyordum. -50 civarında önden giden mağaracı döşemeye devam etmek için aşağıya inmişti. Ardından döşemeyi yapan kişi ve ben -59 metredeki inişin ardından bir iniş yaptık. Diğer mağaracı sonraki inişi döşemek için aşağıya inip “döşemeyi iki dakika içerisinde bitiriyorum ardından sen de gel” dedi ve ben de tahmini dört metrelik inişe başlamak için kısa göbek bağımı emniyet amaçlı ipe takmış ayakta duruyordum.
[Saat 16:00 civarı] Aniden bağırma sesleri, Fransız mağaracının ‘”help me!”, ”please’!’, “bear!”‘ çığlıklarını duydum. O anda kanım dondu, anlık olarak ne yapacağımı bilemedim ve desandörü ipe girmeye çalışırken ben de bağırmaya başladım hayvan korksun ve kaçsın diye ama sesi hem diğer mağaracının hem benim sesimi bastırıyordu.Bir ara bağırdığım zaman diğer mağaracıdan ses gelmedi 4 saniye civarı o anda aklıma ayının onu öldürmüş olma ihtimali geldi. Yukarı mı çıksam, aşağıya mı insem bilemesem de bu sürenin sonunda ses gelince aşağıya inmeye karar verdim. Tam desandörümü girip kısa göbek bağımı aldığım anda ayının aşağıdaki kar tabakasının üstünden benim altıma doğru koştuğunu gördüm.
Bu sırada dediğim gibi 4 metrelik düz bir duvarı taşları döke döke tırmandı. Ardından kafasını bana doğru uzatıp bağırıyor ağzını açıyordu. Korkudan ne yapacağımı bilemedim.
O sırada ışığımı söndürmek geldi ilk başta aklıma fakat hayvanın her türlü benden daha iyi görebileceği geldi aklıma ve kafası o kadar yakındı ki kafasına tekme attım. Ayağımı 4 kere vurmak için salladım, 2 veya 3 tanesini ayının kafasına vurdum.
Son vurduğumda tahmini 4 metrelik yerden kar tabakasının üstüne düştü ve karların altına girerek kayıp oldu. Ben yukarıdayken diğer mağaracı tam altımda değil 4 metrelik falan bir inişin ardından ipten çıkmadan 6 metre civarı kar tabakasının üstünden ilerlenerek ulaşılacak bir yerdeydi.
Ardından diğer mağaracı bana seslendi birbirimizin iyi olduğunu anlayınca ben ipten çıktım. Ayakta durduğum yerde tekrar ayağa kalktım. O ise ipe girdi ve yanıma geldi. İkimizin de elleri titriyordu. Sürekli aşağıya bakıyorduk geliyor mu diye. O sırada onun üstünde olan bazı döşeme eşyalarını ağırlık olmasın diye aldım ve o yukarı doğru çıktı. Orada tahminen 4-5 dakika sakinleşmek için bekledik sanırım.
Fransız mağaracı, ayı ile yüzyüze geldiğinde ayı bacağını pençelemiş, o da panik halinde ayıya tekme atmış. Ayı daha sonra yukarıdaki sesleri duyup fransız mağaracının önünden geçerek yukarı yönelmiş.
Danıştığımız uzmanlara göre, mağarada ayı ile karşılaşınca yapılması gereken ses çıkararak geri geri uzaklaşmak. Ayı olduğuna dair emeraleri görürseniz ve ayı ile karşılaşmamışsanız uzaklaşmak kısmını ses çıkarmadan yapmanız gerek.
Tanıkların anlattıklarına göre ayının boyu en az 2 metre, rengi boz ya da gri. Mağaranın darlığı sebebiyle yukarı girişten girme ihtimali çok düşük. Mağaranın aşağıda başka bir girişi olması ve ayının buradan girmiş olması muhtemel. Daha sonra içeride bırakılan malzemeleri almaya giden ekip ayıyla karşılaşmamış ama en son indikleri noktada, ayıdan kalan kılların olduğunu görmüşler.
Daha sonra içeride bırakılan malzemeleri almaya giden ekip, en son indikleri noktada ayıyla karşılaşmamışlar ancak ayıdan kalan kılların olduğunu görmüşler.
Bozayı, Türkiye’de bir çok yerde görülebiliyor. Normalde yatay ve kovuk tipi mağaraları tercih ettiklerinden dikey mağarada karşılaşmak oldukça beklenmedik bir olay. Yatay mağaralarda ayının varlığı kendini koku ve sıcaklık ile belli edebiliyor.
(Düzenleme Notu: Bu yazının ilk versiyonunda Fransız mağaracının önce ayıya tekme attığını yazmıştık ancak daha sonraki konuşmalarda ortaya çıktı ki ilk karşılaşmada önce ayı pençe atmış.)