Yeni bir mağara bulunup haritalandığında çözülmesi gereken sorunlardan biri de mağaranın kayıtlı isminin ne olacağı. Mağaraları isimlendirirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta mağaranın daha sonra verilen isimle arandığında bulunabilmesidir. Bunun için yıllar boyunca kullanılagelen isimlendirme yöntemi sırasıyla şu şekildedir:
- Mağaranın yöre halkı arasında bilinen bir ismi varsa bu ismi kullanmak. (ör: Dupnisa, Çukurpınar, Cula Deliği)
- Eğer mağaranın yerel bir ismi yoksa bulunduğu mevkinin ismini kullanmak (ör: Döngelyanı, Topmeydanı)
- Eğer bir mevkide birden fazla mağara varsa, mağara isminin sonuna sayı eklemek (ör: Karlık – 1, Karlık – 2)
Son zamanlarda yeni bulunan mağaralara garip isimlerin verildiği sıkça gözlenmekte. Pek çok ekip, yeni bulduğu mağaraları kendi kendine isimlendiribiliyor. Hatta çeşitli sebeplerle faaliyet esnasında ya da mağara içinde yaşanan olaylardan esinlenerek değişik isimler de konulduğu oluyor: Anılın Suya Düştüğü Mağara, Feyzanur’un Korktuğu Mağara vs.
Fakat bu uygulama, aynı mağaraya birkaç farklı isim verilmesine yol açabildiğinden karmaşaya yol açmakta. Yerel halkın hiç bilmediği isimler ile bu mağaralar yıllar sonra arandığında bulunması neredeyse imkansız. Bazen de bulunan mağaranın veritabanında zaten mevcut olan bir mağara olduğu, ancak haritası ikinci kez çizildikten sonra anlaşılmakta. Bu nedenlerden ötürü, mağaraların adlandırılması konusunda yukarıda belirtilen kurallara uyulması çok önemli.
Keyifli mağaralar dileğiyle.